Düşünen İnsanlar Görüyorum

Otobüsteki camlara bakınca düşünen insanlar görüyorum.
Kimisi okulunu nasıl bitireceğini, kimisi akşamki fener maçını düşünüyor. Kimisi de az miktardaki maaşıyla evi nasıl geçindireceğini..

Niye mi düşünen insanlar görüyorum camlara bakınca ? Camlarda saç yağları var çünkü. Belli ki kafasını koyup cama, düşünmüşler uzun uzun, insanlar.
Pamir Bey, o an bindi otobüse. Oturdu boş koltuğa, koydu kafasını cama, başladı herkes gibi düşünmeye uzun uzun.
"Evde karım ve çocuklarım beni bekliyor, eve yiyecek almam gerekiyor. Benim ise cebimde otobüs biletinden başka bir şey yok. Her şey neden parayla ? İnsan niçin para için her şeyi yapıyor ?
     Liseye giden çocuğumun suratı sürekli asıktı.Ona niçin suratının asık olduğunu sorduğumda söylemiyor, sürekli geçiştiriyordu. Bir gün eve geldiğimde onu ağlarken gördüm. Artık dayanamamış, o duyguları su olup akıyordu gözlerinden. Oğlum niçin ağlıyorsun diye sorduğumda başladı anlatmaya...
  -Baba durumumuzun farkındayım. Benimle niye dalga geçiyorlar baba ? Kıyafetlerim kötü olduğu için mi ? Ayakkabılarım yırtık diye mi ? Paramız olmadığı için mi baba ? Yeni kıyafetler alamadığımız için mi ? Niye baba ??
  "Oğlum" dedim. "Ağlama. Onlar senin kadar olgun değiller. Seni anlayamazlar. Onlar hiçbir zaman tek başına kalmamışlardır, çaresiz kalmamışlardır oğlum. Hayatı lay lay lom yaşayan şımarık insanlardır onlar insanlık nedir bilmezler oğlum. Onlar kendilerini elit diye adlandıran asalak insanlardır oğlum. Seni hiçbir zaman anlayamayacaklar. Boşver oğlum, sen de onları anlama. Siktiret. Bir avuç orospu çocuğu için kendini üzmeye değmez oğlum." diyerek cümlemi sonlandırmıştım. Oğlumun suratına baktım  ve yıllar sonra ilk defa işimden fırsat bulup oğluma sarılmıştım. Yılların biriktirdiği o gözyaşları vücuduma sığamayıp gözlerimden aşağı doğru süzülüyordu. Ben yıllardır onlar için çalıştığımı sanıyormuşum ama oğluna doyasıya sarılıp öpmedikten sonra 100 yıl çalışmışsın nafile... " diye düşünüyordu Pamir Bey.  O da cama bir iz bırakmıştı. İzler çoğalıyor, herkes düşünce içerisindeydi.

Pamir Bey inmiş,  genç Mert binmişti otobüse. Cam kenarına oturup düşünmeye başladı o da.
"Bir düşünce kime göre doğru? Neye göre doğru ? Ya da, kime göre yanlış ? Neye göre yanlış ?

*Mesai bitişi, Levent Bey için eve gidip rahat rahat uzanmaktır.
                     Ziya Usta için evine ekmek götürebilmektir.

*Bayram vakti, normal insanlar için akraba ziyaretlerine gitmektir, mutlu bir gündür.
                        kimsesiz insanlar için, kimsesinin olmadığını bir kez daha anlamaktır, hüzündür.

*Bir düğün, Aysun Hanım için 'Acaba düğünde ne giysem'dir.
                  Küçük Ahmet için pasta yemektir

*Müzik, normal insanlar için hayatın anlamıdır. Vazgeçilmez tutkudur.
             Sağır insanlar için hiçbir şey ifade etmez.

*Bir televizyon, Pelinsu için 'Bugün ne giysem'i izlemektir.
                         Deniz için haberleri izlemektir.

*Bir bıçak, hekim için ameliyat aracıdır.
                  Katil için cinayet aracı.

*Aşk, romantik erkeğe göre kadındır, sevgilidir, 'eş'tir.
          Fenerbahçeli erkeğe göre futboldur, Fenerbahçedir, Alex'tir.

*Cennet, Müslümanlara göre müslümanlarla dolacak.
               Hristiyanlara göre hristiyanlarla dolacak.
               Ateiste göre ise 'cennet' yok.

*Hayat, Amerika'da yaşayan insanlara göre 'Cornetto'nun çikolatalı külahı' gibi
             Afrika'da yaşayan insanlara göre 'sirke' tadında.

-Aslında her doğrunun bir yanlışı mı var ?
-Su insanı temizler fakat ruhu asla.
-Para hayat kurtarır ama göt silmeye de yarar.
-'Güzel olmayan kadın yoktur. Bakımsız kadın vardır' derler ya hani. İşte aptal, salak hatta gerizekalı insan yoktur. Düşünmeyen insan vardır. İyi dersler arkadaşlar.


Mert Özer.
athenachannon@gmail.com